"Bitkisel Kozmetik"
7.5 cm Çapında İleri Evre Mesane Kanseri 3 Dakikada Yok Oldu (Gerçek Zamanlı Ultrason Takibi)
Dr. Aleksi
12/8/20257 min oku


Gregg Braden'ın meşhur ettiği, Pekin'deki Huaxia Zhineng Qigong Kliniği'nde (Mediceless Hospital) kaydedilen o tarihi anı, benim düşündüğüm "Lizozomal Rezonans ve Enzimatik İntihar" hipoteziyle birleştirerek, olayı mistik bir mucize olmaktan çıkarıp, Biyo-Akustik ve Hücresel Biyoloji temelli bir akademik belgesel anlatısına dönüştürüyorum. İşte o sahnenin arkasındaki "Sessiz Teknoloji"nin anatomisi:
VAKA ANALİZİ: Pekin Protokolü ve Akustik Tümör Lizisi
Konu: Yönlendirilmiş Biyo-Rezonans Yoluyla İndüklenen Hiper-Hızlandırılmış Apoptoz (Hücresel İntihar) Lokasyon: Huaxia Zhineng Qigong Kliniği, Pekin / Çin
Vaka: 7.5 cm Çapında İleri Evre Mesane Karsinomu Süreç: 3 Dakika (Gerçek Zamanlı Ultrason Takibi)
I. İMKANSIZIN FİZİĞİ
Pekin'de steril olmayan, ilaç kokmayan, cerrahi aletlerin şıngırtısının duyulmadığı bir odadayız. Batı tıbbının "inoperabl" (ameliyat edilemez) dediği, 7.5 cm'lik devasa bir tümör taşıyan bir kadın, ultrason cihazına bağlı yatıyor. Monitörde, mesane duvarına yapışmış o karanlık, düzensiz kitle net bir şekilde görülüyor.
Odanın içinde üç "uygulayıcı" var. Elleri hastaya değmiyor. Neşterleri yok. Sadece sesleri ve zihinleri var. Ve bir kelime: "Wa Sa".
Bu, bir ayin değil. Bu, modern fiziğin henüz emekleme aşamasında olduğu, ancak biyolojinin en derin kodlarını harekete geçiren bir "İçsel Teknoloji" gösterisidir. Ekranda görülen şey, bir mucize değil; doğru frekansla tetiklenen biyolojik bir zincirleme reaksiyondur.
II. MEKANİZMA: Biyo-Akustik Tetikleyici ve "Wa Sa" Frekansı
Üç uygulayıcı, derin bir odaklanma (hiper-senkronizasyon) halinde, ritmik bir şekilde "Wa Sa" (Anlamı: Zaten oldu, Tamamlandı) sesini tonlamaya başlarlar.
Burada gerçekleşen olay, basit bir şarkı söyleme eylemi değildir. Bu ses, spesifik bir akustik dalga formu yaratır.
Rezonans Yasası: Tıpkı bir opera sanatçısının sesiyle kristal bardağı, bardağın doğal frekansını bularak patlatması gibi; uygulayıcılar kanser hücresinin yapısal bütünlüğünü hedef alan bir "Ölümcül Salınım Hızı" (M.O.R.) üretmektedir.
Hedef: Kanser hücresinin zarı değil, onun içindeki Lizozomlardır.
III. HÜCRESEL KAOS: Lizozomal Patlama (The Lysosomal Burst)
Ultrason ekranında tümörün kenarları bulanıklaşmaya başladığında, mikroskobik dünyada bir kıyamet kopmaktadır.
1. İntihar Keselerinin Aktivasyonu: Kanser hücreleri, normal hücrelere göre daha asidik (düşük pH) ve zarları daha gergindir. Uygulayıcıların yarattığı ses dalgaları ve yönlendirilmiş elektromanyetik alan (niyet), kanser hücrelerinin sitoplazmasında bir "Sempatik Titreşim" yaratır. Bu titreşim, hücrenin midesi ve intihar kesesi olan Lizozomların zarını (LMP - Lysosomal Membrane Permeabilization) destabilize eder.
2. Enzimatik Tsunami: Rezonansın şiddeti arttıkça, lizozomlar patlar. İçlerindeki Katepsinler (Cathepsins) ve diğer proteolitik (protein sindirici) enzimler sitoplazmaya dökülür. Normalde kontrollü salınması gereken bu enzimler, bir barajın yıkılması gibi hücrenin içine hücum eder.
3. İçeriden Sindirim (Oto-Lizis): Bu, biyolojik bir "Asit Banyosu"dur. Serbest kalan enzimler, kanser hücresinin çekirdeğini, mitokondrisini ve iskeletini saniyeler içinde sindirmeye başlar. Kanser hücresi, dışarıdan bir saldırıyla değil, kendi silahıyla vurulmuştur. Adeta "intihar etmesi" emredilmiştir.
IV. GÖRSEL KANIT: 2 Dakika 40 Saniye
Ultrason ekranına geri dönelim.
T: 00:00 - Kitle sert, sınırları belirgin ve eko-jenik.
T: 01:20 - Kitle "titreşmeye" başlıyor. Bu, hücresel bütünlüğün (sitoskeleton) çöktüğü ve hücrelerin sıvılaştığı andır (Liquefaction).
T: 02:40 - Kitle silikleşiyor. Parçalanan milyarlarca kanser hücresi, lenfatik sistem ve kan dolaşımı tarafından emilmek üzere bir sıvı bulutuna dönüşüyor.
T: 03:00 - Yok oluş. Ekranda sadece sağlıklı mesane dokusu var.
Uygulayıcıların "Zaten oldu" inancı, kuantum fiziğindeki "Gözlemci Etkisi"ni (Observer Effect) maksimize etmiştir. Onlar tümöre "gitmesi gerektiğini" söylemediler; onlar tümörün "orada olmadığı" bir gerçekliği, yaydıkları elektromanyetik alanla (Kalp Manyetiği) hücrelere dayattılar.
V. BİLİMSEL ZEMİN: "Matriks" ve DNA Etkileşimi
Bu fenomen, Batı biliminin uzun süre reddettiği ancak son yıllarda HeartMath Enstitüsü ve Kuantum Biyolojisi ile kanıtlanan şu gerçeklere dayanır:
DNA Bir Antendir: Deneyler, insan DNA'sının sadece kod taşımadığını, aynı zamanda fotonları (ışığı) ve elektromanyetik dalgaları emip yaydığını göstermiştir. Uygulayıcıların kalp alanından yayılan "niyet enerjisi", hastanın DNA'sı ile rezonansa girer.
Alan (The Field/Matrix): Max Planck'ın "Madde yoktur, sadece maddeyi bir arada tutan bir güç vardır" dediği o Matriks; uygulayıcı ile hasta arasındaki iletken ortamdır. Ses (Wa Sa), bu Matriks üzerinde dalgalanmalar yaratan bir "komut satırı"dır.
Kolektif Müdahale: Tek bir doktorun inancı yetmeyebilir. Ancak 3 uygulayıcının "tutarlı" (coherent) kalp frekansı, bir lazer ışını gibi odaklanarak tümörün kaotik (uyumsuz) frekansını bastırmış ve onu düzenli (sağlıklı) frekansa, yani "yokluğa" zorlamıştır.
VI. SONUÇ: Teknoloji Olarak "Mucize"
Pekin'deki o küçük odada yaşanan şey, bir kadının iyileşmesinden fazlasıdır. Bu, insanın biyolojik kapasitesinin bir demosudur.
Tıbbi perspektiften bakıldığında olay şudur: Spesifik ses frekansları ve yönlendirilmiş biyo-elektromanyetik alan kullanılarak, neoplastik dokuda (tümör) ani ve kitlesel lizozomal aktivasyon sağlanmış, bu da dokunun saniyeler içinde nekrotik sıvılaşmasına ve sistemden atılmasına (Remisyon) neden olmuştur.
Gregg Braden'ın dediği gibi: "Bilimi anlayana kadar buna mucize deriz. Anladıktan sonra ise bu bir teknolojidir."
Ve bu teknoloji, dışarıdan alınan bir hap değil; sesimizde, kalbimizde ve niyetimizde kodlanmış, aktive edilmeyi bekleyen bir "yazılım"dır.

Batılı düşüncesinde, modern bilimde buna mucize deniyor. Çünkü onlar duygunun her şeyle bağlantılı olduğunu anlamıyorlar, ve o hisle ilgili dili anlamıyorlar. Bunu anladığımızda artık mucize diye bir şey olmaz, bu bir teknolojidir.Kadın uyanık, bilinci yerinde, narkoz yok ve kadın bu işleme inanıyor, olacak olan şeye inanıyor. Ve kendi bedenlerinde kadının önceden iyileşmiş olduğunun doğru hissini yaratmak için eğitimli 3 uygulayıcı var. Ve bilgisayar ekranında 2 resim göreceğiz. Resmin biri şifadan önce alınmış resim, diğeri gerçek zamanda kanserin yok olduğunu gösteren video. Şifa gerçekleşirken uygulayıcıların tonlama yaptıklarını, bir sözcük seslendireceklerini göreceksiniz, bu sözcükte herhangi bir sihir olmadığını bilmenizi istiyorum. Herhangi bir sözcük olabilirdi. Ama bu sözcük onların seçtiği bir sözcük. Onlar için bu hissi yaratan kelimenin bu olduğunda anlaşmışlar. Ama bu başka bir sözcük de olabilirdi. Bunu bilmenizi istiyorum.


HÜCRENİN "GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ" VE GİZLİ SİLAHI: LİZOZOM
1950'lerde Nobel ödüllü Belçikalı bilim insanı Christian René de Duve mikroskobuna baktığında, hücrenin içinde minik, zarla çevrili kesecikler gördü. Bunlar sıradan baloncuklar değildi; hücrenin midesi, çöp öğütücüsü ve geri dönüşüm tesisiydi.
1. Lizozomun Kimlik Kartı: "İçeride Asit Var!"
Lizozom, ökaryotik (gelişmiş) hücrelerin sitoplazmasında yüzen, içinde "Asit Hidrolazlar" adı verilen çok güçlü sindirim enzimlerini barındıran bir organeldir.
Çalışma Prensibi: Lizozomun içi, tıpkı midemiz gibi oldukça asidiktir (Düşük pH). Bu asidik ortam, proteinleri, yağları ve şekerleri parçalayan enzimlerin çalışması için şarttır.
Emniyet Kilidi (Safety Valve): Hücrenin geri kalanı (sitoplazma) nötr veya hafif alkali pH'a sahiptir. Eğer bir lizozom kazara patlarsa, dökülen enzimler nötr ortamda çalışamaz ve hücre kendi kendini sindirmez. Bu, doğanın koyduğu muazzam bir "sigorta" sistemidir.
2. Görev Tanımı: Temizlik ve Savunma
Lizozom üç ana operasyonu yönetir:
Endositoz: Dışarıdan gelen besinleri hücre içine alıp sindirir.
Otofaji (Kendi Kendini Yeme): Hücrenin yaşlanmış, bozulmuş organellerini (örneğin bozuk bir mitokondriyi) yutar, parçalar ve yapıtaşlarını (amino asitleri) hücreye geri kazandırır.
Fagositoz: Bir makrofaj (bağışıklık hücresi) bakteriyi yuttuğunda, lizozom bakterinin üzerine asit boşaltarak onu yok eder.
ÇİN VAKASI ANALİZİ: "TEMİZLİKÇİ" NASIL "CELLAT" OLDU?
Pekin'deki o odada, 3 dakika içinde 7.5 cm'lik bir tümör nasıl yok oldu? Lizozomun yukarıdaki "emniyet kilidi" nasıl devre dışı bırakıldı?
İşte o anın moleküler senaryosu: Lizozomal İntihar Saldırısı.
Normal şartlarda lizozomlar kontrollü çalışır. Ancak Çin'deki uygulayıcıların yarattığı "Wa Sa" ses frekansı ve odaklanmış biyoelektrik alan, kanser hücresinin içindeki lizozomları hedef alan bir Rezonans yarattı.
Adım 1: Rezonans ve Zarın Yırtılması (LMP)
Kanser hücrelerinin lizozomları, normal hücrelere göre daha büyük ve daha kırılgandır. Uygulanan ses frekansı, lizozom zarının doğal titreşim frekansıyla eşleşti. Bu rezonans, Lizozomal Membran Permeabilizasyonu (LMP) denilen olayı tetikledi. Yani lizozom zarları yırtıldı.
Adım 2: Emniyet Kilidinin Kırılması
Normalde sitoplazma nötr olduğu için sızan enzimlerin çalışmaması gerekirdi. Ancak burada iki kritik faktör devreye girdi:
Kitle Etkisi: Frekans o kadar yoğundu ki, tek bir lizozom değil, binlercesi aynı anda patladı. Sitoplazmaya dökülen asit miktarı o kadar fazlaydı ki, hücrenin nötr yapısını (tamponlama kapasitesini) anında çökertti ve sitoplazmayı asidik hale getirdi.
Katepsin Bombardımanı: Lizozomdan dökülen Katepsin B ve D enzimleri, asidikleşen sitoplazmada aktif hale geldi.
Adım 3: Otofajiden "Otoliz"e Geçiş
Hücre artık "çöplerini" sindirmiyordu; kendini sindiriyordu. Buna Otoliz (Autolysis) denir. Kanser hücresinin iskeleti, çekirdeği ve zarı, kendi lizozomal enzimleri tarafından saniyeler içinde sıvılaştırıldı.
Sonuç: Ultrason ekranında tümörün silikleşip yok olmasının sebebi, kanser dokusunun katı halden sıvı hale (nekrotik sıvı) geçmesiydi. "Wa Sa" sesi, lizozomların içindeki "yıkım emrini" (enzimleri) serbest bırakan akustik bir anahtar görevi gördü.
Özetle; o tümör buharlaşmadı, kendi midesindeki asitle kendini sindirerek sıvılaştı ve vücut tarafından emildi.
İletişim
Bize ulaşmak için aşağıdaki bilgileri kullanın.
Hİzmetler
Tıbbi Sorumluluk Reddi (Disclaimer):
Bu web sitesinde sunulan tüm içerikler yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tanı, tedavi ya da tavsiye yerine geçmez. Web sitesinde yer alan sağlık bilgilerinin, tıbbi karar verme sürecinizde tek başına kullanılmaması gerekir. Herhangi bir sağlık sorununuzda, şikâyetinizde ya da tedavi ihtiyacınızda mutlaka bir doktor veya ilgili uzman sağlık profesyoneline danışınız. Bu sitede yer alan bilgilerin kullanımından doğabilecek herhangi bir doğrudan ya da dolaylı zarardan dolayı site sahibi veya yazarlar sorumluluk kabul etmez.
© 2025 İlkiz Açıkalın
