"Bitkisel Kozmetik"
Ego Hapishanesinden Özgürlüğe: İçindeki "İyi İnsanı" Uyandırmak
Dr. Aleksi
12/11/20255 min oku


Ego Hapishanesinden Özgürlüğe: İçindeki "İyi İnsanı" Uyandırmak
Sürekli olarak neden bunlar benim başıma geliyor, ben bunları hak ediyormuyum diye isyan ederek, aynı üzüntülere takılıyor ve hayatla inatlaşıyorsanız, hayatınızın olumlu yönde değişmesi için, dikkat etmeniz gereken birşey(ler) vardır.. Çünkü farkında olarak yada olmayarak, siz kendinizi bu üzüntülü ruh hali içinde tutuyorsunuz demek ki. Üzüntü, kaygı sizi hasta ediyor, öfkeniz sizi vuruyor...
Bunu kendinize neden yapıyorsunuz?.. Yapmayın.
Sizi üzen, rahatsız eden durum, kişi, koşul, aslında hayatınıza olumlu yansımıyorsa, kaybetmemek, vazgeçmemek adına kendinizi negatife zorluyorsunuzdur. Vazgeçtiğinizde egonun şsuistimal ederek, sizi de zorda bırakan bir inat savaşı, anlamını yitirecek, ilk rahatlama böyle olacak. Vazgeçince kaybetmiş olmuyorsunuz, o boşluğu dolduracak, daha olumlu, daha iyi, daha güzel bir şeyin karşınıza çıkıp, çıkmayacağını bilemezsiniz, ama gerçekten, kalpten isterseniz, daha iyilerle karşılaşacak, daha iyi bir duruma geleceksiniz. Bu gidişat, enerjinizi, moral ve motivasyonunuzu yükselterek olur..
Enerjinin; olumlu yada olumsuz yönde, değiştirici, dönüştürücü gücü olduğuna inanın. Böylece sizi üzen, gururunuzu kıran, size iyi gelmeyen, enerjinizi düşüren, herşeyden uzaklaştığınızda, boşlukları, size iyi gelen, enerjinizi yükselten durumlar ve kişiler dolduracak. Başkalarını ve koşulları suçlamaktan öte, kendinizle yüzleşerek, kalpten inanarak, yeniden kendinizi yaratarak, olumluyu kendinize çekeceksiniz, hayatınızı ve kaderinizi işte böyle değiştireceksiniz.
Egoyu; zayıflıklarınızı örten bir kalkan yapmayın, zayıflıklarınızla yüzleşin, zayıf yanlarınızı size gösteren kişi ve koşullara kızmayın... Daha mutlu, daha güçlü, daha dengeli olmanız için, hayatı öğretiyorlar size.. Eksik, zaaflı yanlarınızı güçlendirmek için, cesaretle, azimle, sabırla çaba gösterin... İçinize yönelmenizi engelleyen, sahte bodyguardınız olan egoyu, işinize karıştırmayın... Ego sürekli akıl yürütür, sizi bir akıl hapishanesinde teslim alır, mutluluğu kalbinizde arayacağınız yerde, sizi geçici sahte ilişkilere, nefis ve tutkulara yöneltir. Şeytanın ödülü böyle olur, anlık aldatmacalar, kısa keyiflerle ağzınıza bir parmak bal çalar, o tatmin tadının bağımlısı yapar sizi. Bunu yapan kendi şeytanlarınız, ego, -sizi de kullanarak-, içinizdeki kötü insanı o büyütüyor aslında.
Hayat; tilki, tavşan, koyun, keçi, eşek, çakal yada karga metaforlarına göre yaşanmaz, her hayvan kendi koşullarına göre yaşamak durumunda, hayvan kendi (iç) güdüleriyle yaşar, ama insan güdülerine göre yaşarsa, değersizleşir.
Çözüm ne?...
Egonun (ve başkalarının) sizi yönetmesine izin vermeyin, aklınızı egonun kontrolüne bırakmayın, egodan uzaklaşın, ve sezgilerinize de güvenin, kalbinizin (iç-)sesini de dinleyin, ruhunuzu da besleyin, içinizdeki iyi insanı büyütün. Çünkü hakikate onun doğru kararlarıyla ulaşacaksınız. Hakikatle buluşunca ilüzyonlardan, sahte, düşkünleştiren durumlardan, yanlış, toksik kişilerdenuzaklaşacak ve daha mutlu olacaksınız
İçinizdeki iyi insana yönelin, yani iyi kendiniz olun. Kendi olmak egoist olmak değildir, aksine, negatif enerji çalıştıran, sizi toksik durumlara çeken egodan biran önce kurtulmaktır... Ego çok beslenince, sizi kibir, narsizm hastalıklarına da sürükler, gerçekliğe kör olur, kalbinizi unutur, vicdan ve adalet duygularınızdan uzaklaşırsınız...
Dürüstlük, sadakat, güvenilir olmak, sevginin ve özdeğerin temelidir, vazgeçilmezisidr. Bunların değerini bilin. Ya göründüğünüz gibi olun, yada olduğunuz gibi görünün dediğimiz durum dürüstlüktür.
Dönüşümün birinci kuralı; içsel dürüstlükten geçer. Kendinize karşı dürüst olmak, başkalarına karşı dürüst olmak (yada öyle görünmek) den daha önemlidir. Bu iş bana göre değil, bu benim ruhumu doyurmuyor, bu kariyer beni mutlu etmiyor, şu sebebeten, bu sebebten yapıyorum, ama istediğim bu değil demek, egonun sizi çağıracağı bir aç gözlülük bataklığına girmeden, sorgulamak, yüzleşmek, aslında dürüstlük boyutuna geçmektir. Dürüstlük ile ego bu yüzden birarada olamaz. Maskeleriniz varsa hepsini indirin buna ihtiycınız yok ... Sorunu yaratanın karşınızdaki insan yada koşullar olduğunu düşünmeden önce kendi zihniyet, kafa yapınız, bakış açınızı dürsüt bir şekilde sorgulayın, önce kendinizle yüzleşin...
Dönüşümün ikinci kuralı hatalı, yanlış, iyi gelmeyen (yada geçici sahte iyilik vaat eden), aldatıcı, ilkel tatmin duygularından vazgeçebilmektir. Yani mevcut alışkanlık ve bağımlılık (konfor) alanını terk edebilmektir... Bu cesaret ve kararlılık gerektirir. Konfor alanı deyince, kast ettiğimiz şey, sahip olduğunuz maddi imkanlar, rahat, huzurlu ve keyifli bir hayat değildir. Bu zaten her insanın hayali, hedefidir. Konfor alanı, sizi sürekli bir yerde (aynı yerde) tutan, vazgeçemediğiniz, teslim alındığınız (yada bağımlı olduğunuz) kişiler, durumlar, alanlardır. Belki de en büyük engel sizin zihinsel önyargılarınız, inanç kalıplarınız, bağımlılıklarınız, kötü alışkanlıklarınız, geçmişten getirdiğiniz bagajlarınız, yükleriniz olabilir...
Hayat sizi zaafiyet ve bağımlılık içinde, negatifte tutan, giderek ahlaktan, kendi vicdani yüzleşmelerinizden uzaklaştıran, toksik bir çevreye ve ilişkilere mahkum eden, kendi aldanışlarınız, kendi tercihleriniz (ve kendi şeytanlarınız, egonuz, kibiriniz) nedeniyle, zaten sizin için süregelen bir sınavdır. Dersinizi öğrenmeden bu sınav hiç bitmez. Ders almadıkça, öfkelenir, hırslanır, inatlaşırsınzı yada pes eder, umutlarınızı, hayallerinizi kaybedersiniz. Sevgi ve şefkat duygusunu kaybetmek zaten kaçınılmazdır, çünkü kendinizi sevmiyorsunuz aslında, ego siz değilsiniz, siz onun isteklerini yerine getirerek kendinizi düşündüğünüzü, kendinizi sevdiğinizi sanıyorsunuz. Kalbiniz ve duygularınız samimiyetinizdir oysa, aklın baskısıyla kalbinizi de zaafiyet, zayıflık olarak görerek kapattıysanız eğer, artık siz, siz değilsiniz, giderek bir tımarhaneye dönüşen, bir akıl hapishanesinde tutsak kalırsınız. Herşeyiniz egonun kontrolu altında olur ve iç şeytanlarınız ruhunuzu ele geçirimiş demektir bu ...
Neyin arkasına saklanıyorsunuz, neyin korkusunu yaşıyorsunuz, hangi maskelerle neleri gizliyorsunuz, kendinizden ve çevrenizden?.. Zayıflıklarım görülmesin, herkes bana güzel desin, güçlü desin , herkes beni takdirleriyle alkışlarıyla beslesin mi diyorsunuz ?.. Bu sahte değerler kalıcı değil, kendinizden uzaklaştıkça egonun sizde yaratmış olduğu algıyla, kendinizi aldattıkça, giderek toksik ve negatif bir yaşamın içinde olursunuz...
Sonrası hayat sınavlarından kurtulamamaktır, çırpındıkça batmaktır (bataklığın ruhu)
Negatifleri hayatınıza çekmemeniz için, ego ve maddiyat düşkünlüğü, aç gözlülüklerle verdiğiniz sınavlara takılmayın, ruhunuzla geçersiniz bu sınavları, ruhunuzu maneviyatınızı besleyin Böylece pozitif olursunuz, pozitifi, bolluğu, bereketi, mutluluğu çekersiniz hayatınıza..
Düşünceleriniz, duygularınız, tavırlarınız, kararlarınız olumlu yönde değişince, kadersel döngünüz, hayatınız değişecektir inanın.., Kader çarkını siz döndürün. Kader bir ceza değil, seçimlerinizin bir yankısıdır; bugün iç sesinizi güzelleştirin ki, yarın size dönen yankı da güzelleşsin."
İletişim
Bize ulaşmak için aşağıdaki bilgileri kullanın.
Hİzmetler
Tıbbi Sorumluluk Reddi (Disclaimer):
Bu web sitesinde sunulan tüm içerikler yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tanı, tedavi ya da tavsiye yerine geçmez. Web sitesinde yer alan sağlık bilgilerinin, tıbbi karar verme sürecinizde tek başına kullanılmaması gerekir. Herhangi bir sağlık sorununuzda, şikâyetinizde ya da tedavi ihtiyacınızda mutlaka bir doktor veya ilgili uzman sağlık profesyoneline danışınız. Bu sitede yer alan bilgilerin kullanımından doğabilecek herhangi bir doğrudan ya da dolaylı zarardan dolayı site sahibi veya yazarlar sorumluluk kabul etmez.
© 2025 İlkiz Açıkalın
