"Bitkisel Kozmetik"

Prometheus’un Küllerinden Yükselen Umut ....

Dr. Aleksi

10/20/20252 min oku

Prometheus’un Küllerinden Yükselen Umut

Ölümsüzlük arayışı;

I. Gılgameş’in Gözyaşıyla Başlar

Gılgameş, zamanın kumlarında yürüyordu.
Enkidu’nun ölümüyle diz çöken o kralın,
Toprağa düşen gözyaşları hâlâ insanlığın alnında.
İşte o anda başladı her şey —
Bir insanın, ölümlü olduğunu öğrenişiyle
Ve buna başkaldırmasıyla.

Tanrıların nektarı, ambrosia,
Onların dudaklarında yıldız tozu gibi parlar,
Ama insana yasaktır —
Çünkü insan, fanilikle lanetlenmiş
Ve aynı lanetle kutsanmıştır.

II. Ölümlü Olmanın Onuruna

İnsan, mezarını kendi elleriyle kazarken
Göğe bakar hâlâ —
Bir parça yıldız ışığı,
Bir nefeslik sonsuzluk arar.
Her doğan çocuk, ölüme yazgılıdır
Ama içindeki tanrıya yürümeye de muktedirdir.

Bu kader, bir zincirdir
Ama zincirleri yalnızca tanrılar kırmaz —
Bazen zincirin sesini,
İnsan kendi içindeki Prometheus’ta bulur.
O ateşi çalan, cezayı bilen,
Yine de vazgeçmeyen, inat eden
O lanetli bilgelik.

III. Prometheus’un Torunları

Sen, ey ölümsüzlüğü arayan bilimci —
Kromozomların ucundaki telomerin inceldiğini bilirken
Hâlâ mikroskopta sonsuzluğu arayan...
Mitokondrinin içinde
Bir Tanrı nefesi gizli mi diye soran...
Sen, modern çağın Gılgameş’i
Ve her iğnede, her bitkide
Bir parça ambrosia arayan şifacı…

Senin laboratuvarında tüplerin
Birer sunaktır tanrılara.
Ve duaların —
PCR döngüsünde tekrarlanan bir yakarıştır belki.
“Ey yaşam, uzamasın mı biraz daha?
Ey zaman, durmaz mısın artık?”

IV. Umutla Zehir Arasında

Ölümsüzlüğü ararken,
Bir yanımız inançla dolu,
Ama öbür yanımızda
Sessiz bir karamsarlık bekler.

Çünkü insan bilir:
Ne kadar uzarsa da ömür,
Bir gün sevgili ölecek,
Bir gün evlat yaşlanacak.
Sonsuzluk bile
Tek başına acı verici olabilir.

Ve işte bu yüzden,
Ölümsüzlük bazen “daha uzun yaşamak”tan değil —
“Anlamlı yaşamak”tan geçer.
Bir hücreyi yaşatmakla değil,
Bir ideali yaşatmakladır.

V. İçimizdeki Tanrı, Dışımızdaki Işık

Ey ölümsüzlük yolcusu,
İçindeki tanrıyı uyandır.
Senin her çaban,
Tanrılara kafa tutan bir ibadettir.

Ve o ambrosia,
Belki bir molekülde,
Belki bir duada,
Belki bir gözyaşında saklı.

İksir dışarıda değil —
İçimizdedir.
Çünkü tanrılar, insana iksiri vermedi ama
Arama tutkusunu verdi.
Ve bu tutku, işte tam da o noktada,
Ölümsüzlükten daha kutsaldır.

VI. Sonuç: Lanetli Zafer

Belki sen de sonunda Gılgameş gibi
Bir bitkinin nektarını bulacaksın
Ve sonra onu bir yılan gelip çalacak.

Ama unutma:
O yılan, sadece bir kayıptır —
Senin mücadele ebedi bir zaferdir.

Çünkü sen sadece ölümsüzlüğü aramadın.
Sen, ölümlülüğün ne olduğunu da
Daha derin anladın.
Ve bu anlayış,
Her ambrosia’dan daha tatlıdır.

VII. Epilog

Ey tanrılaşmak isteyen insan,
Ey umutla yanıp tutuşan şifacı,
Ey telomerin ucunda dua eden bilim insanı —
Unutma, ölümsüzlük bir sıvı değil,
Bir direniştir.

Ve sen direndikçe,
Tanrılar sessizce izler.
Belki de
Sonsuzluğa en çok yaklaştığın an,
Ölümlü olduğunu bilerek savaştığın andır.

Dr. Aleksi