"Bitkisel Kozmetik"
Psoriazis (sedef Hastalığı)
Dr. Aleksi
12/29/202512 min oku


Psoriazis (sedef Hastalığı)
Psoriazis (Sedef), dermatolojinin en yanlış anlaşılan, sadece bir "kabuklanma" sanılan ama aslında vücudun derinlerinde kopan bir immünolojik fırtınanın yansıması olan çok katmanlı bir tablodur.
Bağışıklık Sisteminin Başkaldırısı: Th17 Hücreleri Neden Kendi Derimize Saldırıyor?
Derimiz, dış dünya ile iç dünyamız arasındaki sessiz sınırdır. Ancak Psoriazis (Sedef) hastalarında bu sınır, gürültülü bir savaş alanına döner. Dışarıdan bakıldığında görülen o gümüşi pullar ve kızarık plaklar, aslında içeride, bağışıklık sisteminin orkestrasında çalan yanlış bir notanın yarattığı "hücresel trafik kazasıdır."
Bu yazı, modern tıbbın keskin nişancıları olan biyolojik ajanlar ile fonksiyonel tıbbın toprağı iyileştiren bilgeliğini (bağırsak-deri ekseni) birleştiren kapsamlı bir analizdir.
I. Sahne Arkası: Fizyopatolojinin Anatomisi (Fırtına Nasıl Kopuyor?)
Normal şartlarda, derimizin en üst tabakasındaki hücreler (Keratinositler), yaklaşık 28-30 günde bir yenilenir. Bu, sakin ve düzenli bir nöbet değişimidir. Psoriaziste ise bu süre 3 ila 5 güne düşer.
1. İmmünolojik Hata: "Düşman Yokken Savaşmak"
Süreç, genetik yatkınlığı olan bir bireyde, tetikleyici bir faktörle (stres, enfeksiyon, travma) başlar.
Dendritik Hücreler (Gözcü Hücreler): Yanlış bir alarm vererek T-Hücrelerini (bağışıklık askerlerini) göreve çağırır.
Th17 ve IL-23 Ekseni: Bu süreçte başrol oyuncusu Th17 hücreleridir. Bu hücreler, IL-17 ve IL-23 adı verilen sitokinleri (haberleşme proteinleri) salgılar. Bu sitokinler deri hücrelerine şu emri verir: "Saldırı altındayız! Hızla çoğalın ve bariyer kurun!"
Sonuç (Hiperproliferasyon): Deri hücreleri o kadar hızlı üretilir ki, olgunlaşmaya ve dökülmeye fırsat bulamazlar. Birbirleri üzerine yığılarak o karakteristik kalın, sedef rengi plakları oluştururlar.
2. Koebner Fenomeni
Psoriazisin en ilginç özelliklerinden biridir. Sağlam deriye gelen bir travma (kaşıma, çarpma, dövme yapılması), o bölgede yeni bir sedef plağının oluşmasına neden olur. Bu, bağışıklık sisteminin "tetikte" beklediğinin en net kanıtıdır. Koebner Fenomeni Nedir?
1876’da keşfedilen bu durum, sedef (psoriasis) hastalarının cildinde bir yaralanma veya travma olduğunda, tam o bölgede yeni sedef lezyonlarının ortaya çıkmasıdır. Hastaların yaklaşık %25’ini etkiler ve özellikle kış aylarında veya halihazırda alevlenme yaşayanlarda görülme ihtimali daha yüksektir.
Neler Tetikler?
Bu durum sadece büyük yaralarla değil, günlük basit olaylarla bile tetiklenebilir:
Kesikler, sıyrıklar, çarpmalar.
Güneş yanıkları veya böcek ısırıkları.
Dar kıyafetlerin, kemer tokasının veya saat kayışının yarattığı sürtünme.
Tıraş bıçağı kesikleri, dövme yaptırmak veya akupunktur.
Aşı olmak veya kimyasal tahrişler (saç boyası vb.).
Nasıl Anlarsın? Yaralanmadan 10-14 gün sonra (bazen yıllar sonra bile) yaralanan bölgede çizgi şeklinde veya yaranın şeklini takip eden kızarık, pullu ve kaşıntılı lezyonlar oluşabilir.
Cildini Korumak İçin Neler Yapmalısın?
Nemlendir: Cildini kuru bırakma, kaşıntıyı önlemek için nemlendirici kullan.
Tırnaklarına Dikkat Et: Cildini kaşıyıp yaralamamak için tırnaklarını kısa tut.
Giyimine Özen Göster: Bahçe işleri veya fiziksel aktiviteler sırasında çarpmalardan korunmak için kollarını ve bacaklarını kapatan kıyafetler giy.
Nazik Ol: Jilet yerine elektrikli tıraş makinesi kullan, sert liflerden kaçın.
Kimyasallardan Uzak Dur: Tahriş edici maddeler içeren ürünleri kullanma.
Güneşten Korun: Güneş yanığı da bir travmadır, koruyucu kullanmayı ihmal etme.
Psoriazis ve Taklitçileri
İnsan derisi, vücudun dış dünyaya karşı ördüğü en büyük kaledir. Ancak bu kalenin surlarında bazen işler yolunda gitmez. Hücrelerin normal döngüsünü şaşırdığı, savunma sisteminin kendi dokusuna savaş açtığı o noktada, dermatolojinin en kadim hastalıklarından biri sahneye çıkar: Psoriazis (Sedef).
Dışarıdan bakıldığında yalnızca "kızarık bir leke" gibi görünen bu durum, aslında hücresel düzeyde yaşanan bir kaosun yüzeye yansımasıdır. Ancak dermatolojide hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir; zira derinin yüzeyinde benzer maskeler takan başka hastalıklar da dolaşır.
Bölüm 1: Psoriazis’in İmzası
Psoriazis, derinin "aceleci" davranmasıdır. Normalde 28 günde yüzeye ulaşması gereken deri hücreleri, bu hastalarda 3-4 gün içinde yukarı tırmanır. Sonuç; üst üste yığılmış, atılamamış ölü hücrelerin oluşturduğu o ikonik manzaradır: Sedef rengi, parlak, gümüşi pullar.
Bu plaklar gelişigüzel dağılmaz. Sınırları o kadar keskindir ki, sanki derinin üzerine kırmızı bir kalemle çizilip sonradan boyanmış gibidirler.
Tanısal Dedektiflik: İstatistiklerin Dili
Bir dermatolog deriye baktığında, gözlemleri matematiksel bir olasılık hesabına dönüşür. Psoriazis tanısında kullanılan bazı işaretler, istatistiksel olarak ne kadar güvenilirdir?
1. Auspitz Belirtisi (Kanayan Noktalar): Hekim, lezyonun üzerindeki o gümüşi kabuğu nazikçe kaldırdığında, altta toplu iğne başı büyüklüğünde kanama odakları belirirse, buna "Auspitz Belirtisi" denir.
Bilimsel Değeri: Bu belirtinin Spesifitesi (Özgüllüğü) %95 civarındadır. Yani eğer bu kanamayı görüyorsanız, karşınızdaki vakanın Psoriazis olma ihtimali çok yüksektir.
Ancak Dikkat: Sensitivitesi (Duyarlılığı) %41'dir. Yani hastaların yarısından fazlasında bu belirti görülmeyebilir.
LR+ (Pozitif Olabilirlik Oranı): 8.2. Bu yüksek bir değerdir; testin pozitif çıkması tanıyı kuvvetle destekler.
2. Dermoskopik Bakı: Deriye bir büyüteç (dermoskop) ile bakıldığında, kırmızı zemin üzerinde düzenli aralıklarla dizilmiş noktasal damarlar görülür.
Bu bulgunun LR+ değeri 6.1 civarındadır. Yani bu düzenli damar yapısını görmek, Psoriazis tanısını, diğer hastalıklara kıyasla 6 kat daha olası kılar.
3. Travmanın İzi: Koebner Fenomeni ve İstatistiksel Gerçekler
Dermatoloji tarihinde 1876 yılına, Heinrich Koebner’in o meşhur gözlemine dönelim. Koebner, sedef hastalarının sağlam derisinde, bir çizik veya travma hattı boyunca yeni lezyonların filizlendiğini fark ettiğinde, aslında derinin travmaya verdiği "izomorfik" (eş biçimli) yanıtı tanımlıyordu. Koebner fenomeni, dermatolojideki en gizemli olaylardan biridir; tanısal bir "test" olarak kullanıldığında istatistiksel gücü, Auspitz belirtisi veya diğer bulgulardan çok daha farklı bir profil çizer. Ancak bir hekim, hasta karşısına geçtiğinde şu soruyu sorar: "Bu hastada Koebner fenomeninin olması bana ne anlatır, olmaması neyi değiştirir?" İşte burada duygular değil, istatistikler konuşur.
. Duyarlılık (Sensitivity): "Her Hastada Bekleme"
Koebner fenomeni, sedef hastalığının "sessiz" bir eşlikçisidir; her zaman konuşmaz.
Duyarlılık değeri: %25 - %30 (Tahmini Klinik Ortalama)
Ne Anlama Geliyor? Sedef hastası olan her 100 kişinin sadece yaklaşık 25 ila 30'unda bu fenomen gözlemlenir.
Klinik Yorum: Duyarlılığı düşüktür. Yani bir hastada yaralanma yerinde sedef çıkmaması, o kişinin sedef hastası olmadığı anlamına gelmez. Bu negatiflik, "hastalığı ekarte ettirici" bir güç taşımaz.
. Özgüllük (Specificity): "Varsa, İşaret Güçlüdür"
Eğer bir hastada, tam da ameliyat izi üzerinde veya kedi tırmalaması hattında o tipik plakları görüyorsanız, dermatolojik şüpheniz keskinleşir.
Değer: Yüksektir (~%90 üzeri) (Özellikle papüloskuamöz hastalıklar ayırıcı tanısında)
Ne Anlama Geliyor? Sağlıklı insanlarda veya egzama gibi diğer yaygın döküntülü hastalıklarda bu fenomen nadiren görülür.
Bilimsel Dipnot: Özgüllük %100 değildir çünkü Liken Planus ve Vitiligo gibi hastalıklar da Koebner pozitif olabilir. Ancak hasta "kızarık ve kabuklu" bir lezyonla geldiyse, ibre kuvvetle Psoriazis’e döner.
. LR+ (Pozitif Olabilirlik Oranı): "Tanıyı Destekleyen Kanıt"
Tanısal matematikte LR+ değeri, testin (burada Koebner fenomeninin) pozitif çıkmasının, hastalık ihtimalini ne kadar artırdığını gösterir.
Değer: ~5.0 - 10.0 Aralığı (Klinik tahmin)
Ne Anlama Geliyor? Koebner fenomeninin varlığı, Psoriazis tanısını 5 ila 10 kat daha olası kılar. Bu, klinisyen için oldukça güçlü bir "evet, doğru yoldayım" sinyalidir.
. LR- (Negatif Olabilirlik Oranı): "Yokluğu Bir Şey İfade Etmez"
LR- değeri, bir belirtinin olmamasının hastalığı ne kadar elediğini gösterir.
Değer: ~0.80 - 0.90 (1'e yakındır)
Ne Anlama Geliyor? İdeal bir testte LR- değerinin 0.1 gibi çok düşük olması istenir (ki yokluğu hastalığı ekarte etsin). Ancak Koebner’de bu değer 1’e yakındır. Yani hastanın cildinde travma sonrası lezyon oluşmaması, teşhis sürecinde fikrimizi neredeyse hiç değiştirmez; Psoriazis ihtimali azalmaz.
Bölüm 2: Büyük Taklitçiler (Ayırıcı Tanı)
Deri hastalıkları dünyasında Psoriazis yalnız değildir. Benzer semptomlarla ortaya çıkan, ancak tedavisi ve doğası tamamen farklı olan "taklitçiler" vardır. Doğru tanı, bu ince detaylarda gizlidir.
1. Sınırların Savaşı: Ekzama (Atopik Dermatit)
Psoriazis ve Ekzama, dermatolojinin ezeli rakipleridir. Ancak aralarındaki en büyük fark, "sınırlarda" yaşanır.
Görsel Fark: Psoriazis plakları bir uçurum gibi keskin kenarlıyken; Ekzama lezyonları, kıyıya vuran dalgalar gibi silikleşerek normal deriye karışır.
Coğrafi Konum: Psoriazis, dirsek ve dizlerin dış (sert) yüzeylerini severken; Ekzama, derinin kıvrıldığı, korunaklı iç yüzeylere (diz arkası, dirsek içi) saklanır.
Tanı Kriteri: Ekzamada "kaşıntı" olmazsa olmazdır. Psoriaziste ise kaşıntı değişkendir, bazen hiç olmayabilir.
2. Davetsiz Misafir: Mantar (Tinea Corporis)
Vücudun kendi hücrelerinin isyanı (Psoriazis) ile dışarıdan gelen bir istilacı (Mantar) bazen ayırt edilemez hale gelir.
Aktif Kenar: Mantar enfeksiyonu canlıdır, büyür. Lezyonun merkezi iyileşip soluklaşırken, dış çeperi kızarık ve halka şeklinde genişlemeye devam eder. Psoriazis ise lezyonun tamamında aktiftir; ortası da kenarı kadar hastadır.
Kesin Kanıt: Şüphede kalındığında KOH (Potasyum Hidroksit) incelemesi yapılır. Mikroskop altında mantar hiflerinin (kollarının) görülmesi, Psoriazis tanısını anında çürütür. Bu testin özgüllüğü %99'a yakındır.
3. Yağlı Benzerlik: Seboreik Dermatit
Özellikle saçlı deri ve yüzde, Psoriazis ile Seboreik Dermatit arasındaki çizgi bulanıklaşır.
Kabuğun Dokusu: Psoriazis kabuğu kuru, mika taşı gibi sert ve gümüşi renktedir. Seboreik dermatitte ise kabuklar sarımsı, yağlı ve kepek benzeri bir yapıdadır.
Yerleşim: Seboreik dermatit, yüzün yağlı bölgelerini (burun kenarları, kaş ortası) mesken tutar. Psoriazis ise saçlı deride daha kalın ve taşkın plaklar oluşturur; sınırları saç çizgisini aşarak alına doğru taşabilir.
II. Fonksiyonel Tıp Perspektifi: Kök Neden Analizi
Fonksiyonel tıp, derideki yangını söndürmeye çalışırken, yangını başlatan kibriti arar. Psoriazis bir "Deri Hastalığı" değil, sistemik bir "Enflamasyon Hastalığı"dır.
1. Bağırsak-Deri Ekseni (Gut-Skin Axis)
Bilimsel çalışmalar, Psoriazis hastalarının bağırsak mikrobiyotasında ciddi bir Disbiyozis (bakteri dengesizliği) olduğunu göstermektedir.
Mekanizma: Bağırsak bariyeri bozulduğunda (Leaky Gut/Sızdıran Bağırsak), kana karışan bakteriyel toksinler (LPS), sistemik inflamasyonu tetikler. Bu toksinler, derideki T-hücrelerini kışkırtan gizli ajanlardır.
Moleküler Taklit (Molecular Mimicry): Özellikle Streptokok (beta mikrobu) enfeksiyonları ve Gluten proteini, deri hücrelerindeki proteinlere benzer yapıdadır. Bağışıklık sistemi bu proteinlere saldırırken, yanlışlıkla deriyi de vurur.
2. Metabolik Sendrom: "Ölümcül Dörtlü"
Psoriazis hastalarında obezite, insülin direnci, hipertansiyon ve yüksek kolesterol sık görülür. Yağ dokusu (adipoz doku), sadece bir depo değil, aktif olarak inflamasyon üreten bir organdır (Adipokinler). Bu durum, sedefin şiddetini artırır.
III. Modern Tıpta Tedavi Stratejileri: Yangın Söndürücüler
Aslında modern tıp, semptomları kontrol altına almakta güçlü silahlara sahiptir.
Topikal Tedaviler (Yüzeyel Müdahale):
Kortikosteroidler: İnflamasyonu hızla baskılar.
D Vitamini Analogları (Kalsipotriol): Deri hücrelerinin aşırı çoğalmasını frenler.
Fototerapi (Işık Tedavisi):
Dar Bant UVB: Güneş ışığının iyileştirici gücünün optimize edilmiş halidir. Derideki aşırı aktif T-hücrelerini Apoptoza (programlı hücre ölümü) uğratarak sakinleştirir.
Biyolojik Ajanlar (Keskin Nişancılar):
Eskiden tüm bağışıklığı baskılayan ilaçlar (Metotreksat) kullanılırken, bugün teknoloji nokta atışı yapar. TNF-α inhibitörleri, IL-17 veya IL-23 blokörleri, sadece yangını çıkaran molekülü bloke eder. Çok etkilidirler ancak kök nedeni (bağırsak, stres) düzeltmezler.
IV. Fitoterapi ve Nutrasötik Destekler: Toprağı İyileştirmek
Modern tedavi devam ederken, bitkisel destekler tedavinin etkinliğini artırır ve yan etkileri azaltır.
1. Mahonia aquifolium (Sarı Boya Çalısı)
Etki: İçeriğindeki Berberin alkaloidi sayesinde, deri hücrelerinin DNA sentezini yavaşlatarak aşırı çoğalmayı (anti-proliferatif) durdurur. Doğal bir sitostatik gibi çalışır ama yan etkisi çok daha azdır.
Kullanım: Genellikle %10'luk merhemler halinde topikal uygulanır.
2. Indigo naturalis (Qing Dai)
Etki: Geleneksel Çin Tıbbından modern dermatolojiye geçen mavi bir mucizedir. AhR (Aryl hydrocarbon Receptor) adı verilen özel bir reseptöre bağlanarak deri bariyerini onarır ve IL-17 üretimini baskılar.
Kanıt: Özellikle tırnak sedefinde ve inatçı plaklarda klinik etkinliği kanıtlanmıştır.
3. Kurkumin (Zerdeçal)
Mekanizma: Vücudun ana yangı şalteri olan NF-κB yolunu bloke eder. Oral alımda biyoyararlanımı artırılmış (lipozomal veya karabiber/piperin eklenmiş) formları, sistemik inflamasyonu düşürmekte kritiktir.
4. D Vitamini ve Omega-3
D Vitamini: Sadece bir vitamin değil, bir hormondur. Deri hücrelerinin normal olgunlaşmasını sağlar.
Omega-3 (Balık Yağı): Hücre zarının esnekliğini artırır ve Resolvin adı verilen moleküllere dönüşerek inflamasyonu "çözümler."
V. Özet:
Psoriazis tedavisi tek ayaklı bir tabure değildir. İdeal yaklaşım şudur:
Tıbbi Tedavi: Hekiminizin verdiği topikal veya biyolojik tedaviyi aksatmayın. Bu, evi saran alevleri söndürmek içindir.
Beslenme (Eliminasyon): Gluteni ve rafine şekeri hayatınızdan çıkarın. Bağırsak bariyerini onarmak için kemik suyu ve fermente gıdalara (veya probiyotiklere) yönelin.
Stres Yönetimi: Meditasyon veya nefes egzersizleri bir lüks değil, ilaç kadar gereklidir. Çünkü stres hormonu Kortizol, sedefi doğrudan alevlendirir.
Fitoterapi: Mahonia veya Aloe vera içeren kremlerle cildin nem ve onarım kapasitesini artırın.
Son Söz: Psoriazis, vücudunuzun size "İçeride bir denge bozukluğu var, lütfen bana bak" deme şeklidir. O gümüşi pullar, sadece buzdağının görünen kısmıdır. İyileşme, deriden değil, içeriden başlar.
Küçük Tıbbi Sözlük (Anlam Kılavuzu)
Keratinosit: Derinin en üst tabakasını (epidermis) oluşturan ana hücre tipi. Sedefte bunlar kontrolden çıkar.
Hiperproliferasyon: Hücrelerin normalden çok daha hızlı ve kontrolsüz çoğalması.
Sitokin: Bağışıklık sistemi hücrelerinin birbirleriyle konuşmak için kullandığı protein yapılı mesajcılar (Örn: TNF-α, IL-17).
Otoimmün: Bağışıklık sisteminin dost-düşman ayrımını yitirip, vücudun kendi dokularına saldırması durumu.
Disbiyozis: Bağırsak florasındaki yararlı ve zararlı bakterilerin dengesinin bozulması.
Biyolojik Ajan: Canlı organizmalardan üretilen, hastalığın spesifik bir moleküler mekanizmasını hedef alan yüksek teknolojili ilaçlar.
Komorbidite: Bir hastalığa eşlik eden diğer hastalıklar (Örn: Sedef ile birlikte Şeker Hastalığı görülmesi).
Apotozis: Hücrenin programlanmış ölümü. Sedefte hücreler ölmeyi "unuttuğu" için birikirler.




























İletişim
Bize ulaşmak için aşağıdaki bilgileri kullanın.
Hİzmetler
Tıbbi Sorumluluk Reddi (Disclaimer):
Bu web sitesinde sunulan tüm içerikler yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tanı, tedavi ya da tavsiye yerine geçmez. Web sitesinde yer alan sağlık bilgilerinin, tıbbi karar verme sürecinizde tek başına kullanılmaması gerekir. Herhangi bir sağlık sorununuzda, şikâyetinizde ya da tedavi ihtiyacınızda mutlaka bir doktor veya ilgili uzman sağlık profesyoneline danışınız. Bu sitede yer alan bilgilerin kullanımından doğabilecek herhangi bir doğrudan ya da dolaylı zarardan dolayı site sahibi veya yazarlar sorumluluk kabul etmez.
© 2025 İlkiz Açıkalın
