"Bitkisel Kozmetik"

Saçlı Deri ve Saç Yapısı

Dr. Aleksi

10/15/202514 min oku

SAÇLI DERİ ve SAÇ YAPISI

Saç, insanda, baş üzerinde saçlı deri denilen kısımda bulunan, keratin içerikli proteinden oluşmuş dayanıklı bir yapıdır. Derinin dış tabakası ve tırnak ta benzer yapıya sahiptir. Saç, görünüşümüzde, sosyal, kültürel, estetik öneme sahiptir. Saç ve saçlı deri, insan görünümünü tanımlamadaki rolüne ek olarak, güneş ışınlarının ultraviole etkisinden koruma sağlar, aşırı sıcak ve soğuğa karşı yalıtkandır.

Saçlı deri; yüzeyden derin tabana doğru, epidermis, dermis ve hipodermis tabakalarından oluşur. Deri altında ise destek tabakası (aponeurosis), gevşek bağ dokusu ve en altta kemik dışı örgü tabakası (pericranium) vardır.

Epidermis derinin en dış tabakasıdır. Her saç kılı, bir eldiven parmağı gibi dermise giren epidermis çentiğinde gelişen, saç folükülü tarafından üretilir. Saçlı deride ayrıca, yağ bezleri ve ter bezleri bulunur. Daha alt tabakalar yağ dokusundan zengindir, ayrıca saçı üreten hücresel yapıları besleyen, kan damarları ve sinir ağı vardır. Saçlı derinin daha derin olan tabakası kas dokusu ve devamı olan sert bir tabakadan oluşur.

En alttaki gevşek tabaka, altındaki kemiğe sıkı olarak yapışmıştır. Kemiğin büyümesi, kalınlaşmasını ve onarımını sağlar.

Her saç iki kısımdan oluşur:

Saçı üreten ve büyüten kafa derisindeki saç folikülü ve saç kılının görünen kısmı olan saç şaftı

Saç folikülü'nün, saç ampulü yada saç soğanı (hair bulb) olarak adlandırılan tabanı, hipodermise gömülüdür. Folikülün en dış tabakası, folikülü saran, deri altına doğru girinti yapan, derinin yüzeyel epidermis tabakasıdır. Epidermisin içinde, yalnızca saç kökünün üzerinde bulunan dış kök kılıfı bulunur. Saçın şaftını uzatmaz. Dış kök kılıfının içinde iç kök kılıfı bulunur. İç kök kılıfı, saç gövdesinin yaklaşık yarısına kadar uzanır ve dermisin ortasında biter. Saç matrisi en içteki katmandır. Saç matrisi, saç kökünün içine gömüldüğü yerde saç şaftının altını çevreler.
Saç kökü olarak da bilinen saç folikülü, deri yüzeyinin altında bulunan, kılların canlı kısmıdır. Saçlı deride yaklaşık 100.000 saç folikülü vardır. Bunlar, saçı üreten büyüme yapısıdır ve aynı zamanda saç gövdesinin deriye tutunmasını sağlar. Saç kökü (folikül), saç matriksi ve dermal papilladan oluşan saç ampülü (hair bulb), iç ve dış kök kılıfından oluşur:
-
Saç matriksi, saç folikülünün tabanında, dermal papilla çevresinde, saçları büyüten aktif hücreleri içeren, her bir saç kılının altında bulunan bir yapıdır. Saç matriksi, saç büyüme döngüsü olarak bilinen sürekli bir büyüme ve dinlenme döngüsünde saç şaftını oluşturmak için bölündüğü yerdir.

- Dermal papilla, saç matriksinin altında, bağ dokusu, kılcal kan damarları ve dermisten gelen sinir uçlarını içeren bir yapıdır. Sağlıklı saç büyümesini teşvik etmek için saç folikülüne kan sağlar, ayrıca saç büyümesini düzenlemeye yardımcı olan hormonal sinyaller alır. Dermal papillada hücre bölünmesi ya nadirdir yada yoktur.

- İç ve Dış Kök Kılıfı; protein yapısındadır, saç folikülünü dıştan sarar ve korur. Dış kök kılıfında erektör pili kasının giriş noktasında bir çıkıntı (cup) vardır. Tüm saç folikülünü yeni hücrelerle besleyen ve bir yaradan sonra epidermisin iyileşmesinde yer alan birkaç tür kök hücre barındırır.

Saç folikülü ile ilişkili diğer yapılar arasında folikülün içinde büyüdüğü infundibulum olarak bilinen kap, arrector pili kasları, yağ bezleri ve apokrin ter bezleri bulunur. Saç folikülü sinir reseptörleri saçın konumunu algılar.
-
Yağ bezi, hem kıl gövdesini hem de cildi nemlendiren, sebum adı verilen yağlı-mumsu bir madde üretir. Saçın yoğunluğu ne kadar yüksek olursa, o kadar fazla yağ bezi bulunur. Sebum üretiminin dengeli olması önemlidir, az yada fazla olması sorun yaratır.
-
Erektör pili, saç folikülüne bağlı, küçük bir kas lifi demetidir. Bu kas, folikülün cilt yüzeyine daha dik hale gelmesini, folikülün derinin biraz üzerine çıkmasını ve cilt yağıyla kaplı bir gözenek oluşmasını sağlar. Erektör pili kası kasıldığında saç kılı ve tüyler dikleşir.

Saç şaftı, saç yapısının görünen cansız olan kısmıdır. Saç kılı, keratin adı verilen bir proteinden oluşur. Keratin, cildimizin ve tırnaklarımızın da önemli bir bileşenidir.

Saç şaftı; temel olarak üç katmandan oluşur; en içte medulla, onun üzerinde korteks (kabuk) ve en dışında ölü hücrelerin oluşturduğu kütikül tabakası. Saçın derinliklerine baktığımızda binlerce fibril (lif yapısında iplikçik) ile karşılaşırız. Bunlar keratin ve keratinle ilişkili protein iplikleridir.

- İç tabaka (öz) veya medulla yalnız kalın kıllarda görülür. Şekerler ve amino asitlerden yapılmış petek benzeri bir çekirdek yapısıdır.
- Korteks,
medullayı çevreleyen orta tabakadır, saç kılının sertliğini oluşturan bir keratin tabakası içerir.
-
Kutikül olarak bilinen saçın en dış tabakası, incedir, renksizdir, keratin pullarından oluşur ve korteksi koruyucu görevi vardır.


İnsan saç telinde en çok korteks hücreleri bulunur. Bu hücreler, saçın ana kimyasal yapısı olan alfa-heliks konfigurasyonundaki fibröz keratin proteinini taşırlar. Keratin, suda çözünürlüğü az olan dirençli bir moleküldür. Moleküle bu direnci veren yapısındaki peptit, hidrojen, disülfit ve tuz bağlarıdır. Korteks ve kütikül, ayrıca saçın rengini belirleyen melanin adı verilen bir renk maddesi (pigment) içerir.

Saçın görünümü ve dokusundaki (etnik) farklılıklar; saç kökünün saç folikülüne göre konumu, dermal papillanın boyutu, şekli ve kıvrımı gibi birçok faktöre bağlıdır. Saç folikülleri dermal papilla, saç matriks hücreleri, dermal kılıf hücreleri, saç folikülü kök hücreleri vb.'den oluşur. Hedef hücre olarak her hücre tipi için saç büyüme/uyarılma mekanizmaları, belirli büyüme faktörleri/sinyal molekülleri aracılığıyla düzenlenir. Saç follikülünün errector pili kasının kıl follikülüne yapıştığı yerin üst tarafından saçın görünen kısmının anatomik yapısı değişmez ancak daha derinde yer alan bölümde saç büyüme evresine göre fonksiyon ve anatomik yapı değişmektedir.

SAÇ DÖNGÜSÜ:
Saç uzar, sonunda dökülür ve yerine yeni saçlar gelir. Bu dört aşamada gerçekleşir. İlki, hücrelerin saç kökünde hızla bölünerek, saç gövdesini yukarı ve dışarı doğru ittiği anajen fazdır. Bu faz yaklaşık 2 ila 7 yıl sürer. Etnik köken ve kişilere göre bu süre farklıdır. Anajen fazdan sonra döngü, artık saçın aktif büyümesinin durduğu, 2 ila 3 hafta süren katajen faza geçer. Daha sonra ki telojen fazda saç folikülü dinlenme halindedir ve yeni bir saç büyümesi meydana gelmez. Yaklaşık 2 ila 4 ay süren bu fazın sonunda eksojen faz ve nihayet tekrar yeniden anajen faz başlar. Saç matrisindeki bazal hücreler, daha sonra yeni bir saç folikülü üretir ve bu büyüme döngüsü kendini tekrar ederken, büyüyen yeni saç, eski saçı dışarı iter. Saç tipik olarak anajen fazda günde 0,3 mm oranında uzar. Ortalama olarak günde 50 ila 100 saç teli dökülür ve yerine yeni bir saç gelişir. Saç dökülmesi fazlaysa, yenilenenden daha fazla saç dökülmektedir. Saç dökülmesi, yaşlanma, hormonal etkiler, stres, beslenme, yaşam koşulları, saçı etkileyen fiziksel ve kimyasal etkiler nedeniyle olabilir.

Anajen faz; dermal papilla etrafında bulunan folikül hücrelerinin bölünerek, kıl şaftını oluşturacak şekilde, yukarıya doğru çoğalarak eklendiği, saçın aktif büyüme evresidir. Bu aşamada saç her 28 günde bir yaklaşık 1 cm uzar. Kafa derisi kılları bu aktif büyüme evresinde 2-7 yıl kalır (daha uzun da olabilir). Anagen faz olarak isimlendirdiğimiz saçın büyüme fazı, saç kökünün matriks bölümünde yer alan bazal hücreleri tarafından keratinositlerin üretilmesiyle başlar. Saç ampulünde yeni hücreler biriktikçe, saç şaftı folikül içinden yüzeye doğru itilir. Keratinizasyon, hücrelerin dışarıdan görülebilen saç şaftını oluşturmak için cilt yüzeyine itilmesiyle tamamlanır. Saçın dermisteki bölümünün aksine, saçın dışardan görülen keratinden oluşan kısmı tamamen ölüdür. Anajen fazın sonunda, hormonal yada bilinmeyen uyarılar, folikülün katajen faza girmesine neden olur.

Katajen faz, anajen fazın sonunda meydana gelen 2-3 hafta süren, kısa bir geçiş aşamasıdır. Saçlı bölgedeki bütün saç foliküllerinin %1-3 ü bu evrededir. Bu süreçte, saç üreten hücreler, kan kaynağından ayrılır, kan dolaşımı ile beslenemez, saç büyümesi durur, dış kök kılıfı büzülerek saçın köküne yapışır ve saç kılı, kulüp kılı halini alır. Katajen fazda saçlar dökülmeye başlar, daha sonra saç döngüsü telojen faza girer.


Telojen faz: Bu evre saç folikülünün yaklaşık 3 ay süren dinlenme ve dökülme fazıdır. Saç kılı bu sürede büyümez, folikül önceki boyutunun yarısına kadar küçülmüştür, ancak dermal papilla olduğu sürece saç kılı folliküle bağlı olarak kalır. Tüm kılların yaklaşık olarak % 8-10'u bu safhadadır. Aşırı stres koşullarında, saçların %70 kadarı erken telojen faza girebilir, dökülmeye başlar ve gözle görülür bir saç kaybına neden olabilir. Bu duruma telogen effluvium denir. 3 Aylık sürenin sonunda, yeni saçların saç folikülünden gelmesini sağlamak için dinlenen kulüp kılları dökülecektir. Kan dolaşımı ve saç üreten hücrelerle bağlantısı kalmayan kulüp kılı, ölü, tamamen keratinize bir saçtır.

Eksojen faz, saç büyüme döngüsünün son aşamasıdır, 2- 6 ay sürer. Dermal papilla, kan dolaşımı ve kıl follikülü arasındaki bağlantı tekrar oluşur, yeni saçlar gelişir. Önceki kıl düşmediyse yeni çıkan kıl eski kılı iterek büyümeye başlar. Bu endişelenecek bir şey değildir ve tamamen fark edilmeden sürmesi gereken doğal bir süreçtir. Her folikül bağımsızdır ve farklı zamanlarda büyüme döngüsünden geçer, böylece normal koşullarda her gün sadece 50-100 saç dökülür. Eksojen fazdan sonra, folikül daha sonra yine anajen faza döner ve saç büyüme döngüsü tekrar eder. Saçınızın diğer %80-90'ı anajen aşamasında olacağından, saçlar uzamaya ve güçlenmeye devam edecektir.

Saçın bu döngüsel büyümesi, çeşitli büyüme faktörleri ve sitokinler tarafından düzenlenir. İnsülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1), fibroblast büyüme faktörü (FGF), keratinosit büyüme faktörü (KGF) ve vasküler endotel büyümesinin artan ekspresyonu anajen fazda saç üretiminin sürdürülmesini sağlar.

SAÇ DÖKÜLMESİ NEDEN OLUŞUR?

Saç dökülmesi kadın erkek pek çok kişinin sıklıkla karşı karşıya kaldığı, kişinin görünümünden memnun olmamasına neden olarak öz güven sorunları yaşamasına yol açabilen bir sorundur.

Saç dökülmesi, saçların cansızlaşması, incelmesi ve seyrelmesi gibi belirtilerle birliktedir. Ömrünü tamamlamış saç, kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, şampuanla yıkama, fırçalama, saça şekil verme çalışmaları) dökülür. Günde 100 saç telinden daha az olan dökülme saç kaybına neden olmaz, bu kayıp farkedilmez. Çünkü anajen fazda, büyüme aşamasında olan saç folüküllerinden, her gün dökülenler kadar yeni saçlar çıkar. Ancak büyüme/dökülme döngüsü bozulduğunda saç dökülmesi daha belirgin hale gelir.

Gün içinde 100 tele kadar saç dökülmesi normal kabul edilmektedir. Dökülen saçların yenisi 6 ila 10 hafta içinde yeniden çıkmaya başlayacaktır. Ortalama olarak bir saç kökünden ortalama 20 kere tekrarlanan döngülerle yeniden saç uzayabiliyor.

Saç dökülmeleri günlük olarak 100 telin üzerinde seyrediyorsa, saçta incelme, kırılma veya bir bölgede açılma oluyorsa ve dökülme 6 aydan daha uzun bir süre, bu şekilde devam ediyorsa, daha detaylı araştırmalar yapmak ve tedavi etmek gerekir. Bir tutam saç telini tutup çektiğiniz zaman, her zamankinden daha fazla, 3-5 yada daha fazla saç teli elinize geliyorsa, bu yoğun dökülme anlamına gelir. Saç teliniz bir dakikadan fazla bir süre suyun üzerinde batmadan kalıyorsa saçınız iyi durumda ve genelde iyi bir şekle sahiptir. Eğer saç teliniz birkaç saniye içinde dibe çöküyorsa saçınız sağlıksız ve hasarlıdır. Saçınızın zayıf ve hasar görmüş saçları iyileştirmeye ve korumaya yönelik ürünlere ihtiyacı var demektir.

Saç dökülmesi pek çok farklı etkene bağlı olabilir.Genetik, hormonal değişiklikler, mevsim değişiklikleri, stres, saçlı deriden kaynaklı sorunlar, ilaç kullanımına bağlı yan etkiler, zararlı kozmetik ürünlerin kullanımı, saçlara zarar veren fiziksel etkenler, bazı hastalıklar (tiroit bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kalp rahatsızlıkları, insülin direnci, hormonal rahatsızlıklar, diyabet, anemi vs.) ve pek çok farklı etken sonucu saç dökülmesi sorunu yaşanabilir. Sorunun çözümü alta yatan nedenlere göre değişiklik gösterebilir.

Saç dökülmesinin nedenleri kadınlarda ve erkeklerde farklı olabilir. Erkekler 30'lu yaşlarına geldiklerinde, saç sorunu yaşama ihtimali %25'tir. 50'li yaşlarına geldiğinde ise erkeklerde saç dökülmesi ihtimali iki katına çıkar. Yetişkin erkeklerin yüzde 60'ında saç dökülme yada kellik durumu vardır. Kelliğin % 45'i genetik, % 35'i ise stres kaynaklıdır. Dengesiz ve yetersiz beslenmenin de etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Androjenik alopesi (AGA)'da saç folikülünü olumsuz etkileyen genetik-hormonal duyarlılık ve başka nedenlerle, kellik 5-20 yıl içinde ortaya çıkan bir durumdur, seyrekleşen saçlar zamanla duyarlı bölgelerde tamamen kaybedilir.

Androgenetik alopesi (AGA), görünür kafa derisi kıllarının, belirli bölgelerde başlayan, yaygın, ilerleyici karakterde devam eden bir saç kaybıdır. Psikolojik sıkıntıya ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkilere neden olur. Androgenetik alopesi'ye neden olan durumlar, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerdir.

AGA'da saç dökülmesinin en önemli nedeni, kan dolaşımdaki testosteron gibi androjen hormonlarının daha güçlü bir androjen olan 5α-dihidrotestosteron (DHT)'a dönüşmesi ve DHT nin saç folüküllerinin dermal papilladaki reseptörlere bağlanarak, folikülü olumsuz etkilemesidir. Genetik olarak yoğun saç dökülmesi olan kişlerde, androjen hormonlar (ve DHT) bu reseptörlere bağlanarak, saç ve içinde olduğu saç foliküllünün gittikçe küçülmesine ve kılın daha ince, daha kısa ömürlü olmasına neden olur. Bu cılız ve dayanıksız kıllara vellüs deniliyor.

Saçın doğal döngüsünde uzayan, doğal görünümlü kalın saç kılları, terminal kıllar olarak bilinir. Bitişik yağ bezleri olan kıl köklerinden çıkarlar. Doğal renginde (pigmentli) kıl lifleri, ortasında medulla katmanı da içerir. Vellus kılları bir ya da iki santimetreden fazla uzamayan, kısa tüylerdir. Pigment içeriği yani renk maddesi çok az olduğundan renksiz görünürler. Köklerinde bitişik yağ bezleri ve ayrıca gövdelerinde medulla katmanı bulundurmazlar. İnce ve yumuşak yapıda olan bu kıllar, estetik görüntüyü etkilemezler. Vellus kılı, terminal kıldan daha kısa bir anajen faza sahip olma eğilimindedir, bu nedenle vellüs tipi saç kıllarının birkaç ay içinde tekrar dökülmesi doğaldır. Vellüs tipi saçları üreten minyatürleşmiş saç folikülleri, zamanla geliştikçe daha güçlü terminal kıllar üretmeye başlar ki, bu nedenle tedavinin en az 1-2 yıl sürdürülmesi gerekir.

Saç folükülün tabanındaki mezenşimden türetilen, düzenleyici dermal papilla, testosteron ve DHT gibi androjenik hormonların etkisiyle, ürettiği parakrin sinyalleri değiştirerek, foliküler hücrelerin geri kalanını da olumsuz etkiler. Saç folikülleri genetik olarak androjenin olumsuz etkisiyle, saç foliküllerinin minyatürleşmesine (küçülmesine) ve daha kalın, daha uzun ve doğal pigmentli olan terminal kılların etkilenen bölgelerde daha kısa, daha ince, pigmentsiz vellus kıllarına dönüşmesine neden olur.

Yapılan doku incelemesi (histolojik çalışma), androgenetik alopeside, dermal papilla hücreleri seviyesinde, saç folikülü çevresinde (perifoliküler) iltihabi reaksiyon (inflamasyon) olduğunu göstermiştir. Bu durum, inflamasyonun saç dökülmesinde önemli bir rolü olduğunu düşündürmektedir. Biyolojik sistemlerde oksidatif stres ve inflamasyon yakından bağlantılıdır, bu nedenle, androgenetik alopesili hastaların dermal papilla hücrelerinde oksidatif stres varlığına dair kanıtlar da vardır.

Erkeklerde saç dökülmesinin en yaygın nedeni genetik dökülmedir. Kadınlarda özellikle menapozdan sonra, saç dökülmesinin nedeni %60 genetik/hormonal nedenlerle ilişkilidir.

Androgenetik Alopesi (AGA); erkeklik hormonu olan androgenlere bağlı, genetik olarak yatkın olan kişilerde, genellikle 20'li 30'lu yaşlarda görülen ve öncelikle alın bölgesindeki saç çizgisinin çekilmesi ile sonrada tepe bölgesinin incelip açılmasıyla ortaya çıkan durumdur. Şakaklar ve ense bölgesi hariç diğer bölgelerde ilerleyici kellik söz konusudur. Kadınlarda da Androgenetik Alopesi oluşabilir ancak oluşma şekli farklıdır. Androgenetik saç dökülmesinden tek başına sorumlu olan gen veya gen kümesi henüz keşfedilememiştir. Fakat bilim adamları bu gen(ler)in erkeklik hormonlarının, 5-alfa redüktaz enziminin ve saç köklerindeki androjen reseptörleri üstünden etkili olduğu düşünülmektedir. 5-Alfa redüktaz enzimi bir erkeklik hormonu olan testosteronu daha aktif bir formu olan dihidrotestosterona (DHT) çevirir. DHT de saç köklerindeki androjen reseptörlerine bağlanarak etkisini gösterir. 5-Alfa Redüktaz enziminin bloke edilmesi, DHT oluşumunu engellerler. Böylece saç dökülmesi önce engellenmiş oluyor, ilerleyen zamanda da incelmiş, vellus tüyü boyutundaki saçlar yeniden büyümeye, kalınlaşmaya ve kendi rengini almaya başlar. Saçın büyümesi uzun bir süreç olduğu için etkinin en az 2 yıl gözlendikten sonra ortaya çıkması beklenir.


Androgenetik Alopesi uzun süreli (en az 2 yıl) tedavi gerektirdiğinden, tedavi açısından doğal bir yaklaşım kesinlikle daha güvenli bir seçenektir.

Saç sıklığı ve saç kalitesi, saç üreten foliküllerin, en az 2 yıl süren bir anajen süresiyle, en fazla 5-6 ay süren bir istirahat ve dökülme (telojen) süresi arasındaki dengesiyle ilişkilidir. Küçülen (minyatürleşen) saç foliküllerinin anajen fazın kısalmasıyla ilişkili olarak ürettiği kılların uzunluğu ve kalitesi azalır, yeni çıkan vellüs kıllar, doğal olan dökülme fazını bile dengeleyemez, zamanla saç kaybı ve kellik artar.

Saç dökülmesine karşı sürdürülen tedavide amaç; saç foliküllerini geliştirmek ve anajen fazı uzatarak, daha kalıcı, daha güçlü olan terminal kılları yeniden çıkarabilmektir. Diğer dökülme karşıtı saç ürünlerinde de olduğu gibi, saç losyonundan tam olarak yararlanabilmek için, losyonun 6 ay düzenli kullanılması gerekir. 2-3 Aylık kullanımdan sonra, saç dökülmesinin azaldığı, saçların daha sağlıklı bir hale geldiği, ve birkaç aylık kullanımdan sonra, vellüs tipi yeni saç kıllarının çıktığı ve bunların zamanla terminal kıllara dönüştüğü gözlenebilir. Fakat saç uzama (anajen) fazları nispeten daha kısa olan yeni çıkan vellüs kılları daha güçlü saç kıllarına göre daha erken dökülme sürecine girer ki, bu durum normaldir. Losyonun kullanımına devam edildikçe, minyatürleşen, kaliteli saç üretemeyen foliküller, zamanla, anajen fazın uzamasıyla ilişkili olarak, daha güçlü saç kılları üretebilecek şekilde gelişmeye devam eder.

Ortalama 6 Aylık bir uygulamadan sonra, saçla ilgili gelişmelerin daha kalıcı olması için, günde bir defa yada gün aşırı losyon kullanılmaya devam edilir. Losyonun en az 2 yıl kullanılması önerilir, daha uzun sürelerle kullanılması durumunda çok daha iyi bir sonuçlar elde edilir.